Jasqueline Rose, “çocuk edebiyatı olanaksızdır” derken bununla kastettiği “yazılmasının olanaksız olduğu değil ( bu anlamsız olurdu ), aksine bir olanaksızlık üzerine temellendiğidir… Bu olanaksızlık çocukla yetişkin arasındaki iletişimin olanaksızlığıdır.” (aktaran Matthews,2000:119) Çocuk edebiyatında bu “kopukluğu” gideren ise yazarın-sanatçının çocuk bakışı, ‘çocuğa göre’lik ve çocuk gerçekliği yaklaşımıdır. “Çocuk gerçekliği” aynı yaş grubu çocuklar için tek bir model çevresinde sınırlandırılamayacağı gibi, toplumdan topluma da değişebilir (Şirin,2012:63). Çocuklar için edebiyat, çocuk bakışı, ‘çocuğa göre’lik ilkesi ve çocuk gerçekliğine uygun bir edebiyat olmak zorundadır.

Çocuk edebiyatında yazar-sanatçı ile çocuk arasındaki kopukluğun giderilmesi amacıyla yazar ve sanatçının çocuk edebiyatının iki temel ölçütü olan ‘çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’ne göre hareket etmesi özgün bir edebiyat için hem gerekli hem de zorunludur.  Çocuk edebiyatında yalınlık ilkesinden konuda, ifadede, anlatım ve anlamda basitlik değil, yalınlık anlaşılmalıdır. Çocuk edebiyatında yalınlık ilkesi “biçimsel yalınlık ilkesi” ve “içeriksel yalınlık ilkesi” olmak üzere açılabilir. “Biçimsel yalınlık ilkesi ölçüde, dilde; içeriksel yalınlık ilkesi ise düşüncede, tiplerde ve içtenlik” ile (Taşdelen, 2005b:352-360) çocuğa eğilen bir edebiyat ve sanat gerçekleşmesini sağlar.

Modern çocuk edebiyatında üç temel kavram vardır: ‘Çocuk bakışı’, ‘çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’. Bu üç kavram, çocuklar için yapılacak edebiyatın pedagojik, görsel ve estetik kabul ölçütlerinin anahtarı durumundadır. “Çocuk gerçekliği çocukların gerçekmiş gibi alımladıkları, fakat hiç de nesnel olmayan alımlama farklarının yakalanmasıdır.” (Dilidüzgün,1996:83) ‘Çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’ kavramları çocuğun içinde yaşadığı ortam, yaş ve okuma ilgisi kadar çocuk kitabı yazar ve çizerinin tutumuyla da birebir ilişkilidir.

Çocuk edebiyatında tema, konu, içerik yanında biçim ve biçemi belirleyen üç temel kavram ‘çocuk bakışı’, ‘çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’dir. Fazıl Hüsnü Dağlarca bu üç temel kavramı “çocuğun baktığı yerden bakmak ve gördüğünü görmek” biçiminde yorumlar. Dağlarca’ya göre, çocuğun baktığı yerden bakan ve onun gördüğünü gören yazar, “bu çocuk ne istiyor/Yüzüne baktığım an” sorusunu sorabilen yazardır. “Bu doğallığı, içtenliği ve yalınlığı sağlayabilmenin tek yolu, çocuğun dünyasını “çocuğun dili” ile söylemektir. “Çocuğun dili ile söylemek”, çocuğun aklı ile düşünebilmeyi, çocuğun mantığı ile sorgulayabilmeyi ve çocuğun bakışları ile algılamayı gerektirir.” (Taşdelen,2005a: 326)

‘Çocuğa göre’lik ölçütüne uygun kitapların 18. yüzyılın sonlarından itibaren, ‘çocuk gerçekliği’ne dayalı kitapların ise 1970’lerden itibaren yazılmaya başlandığı söylenebilir. ‘Çocuk gerçekliği’ kavramının benimsenmesi ve yerleşmesi antiotoriter ve antididaktik çocuk kitaplarının yazılmasıyla başlar. Çocuk edebiyatımızda ‘çocuk gerçekliği’ne uygun kitapların yazılmasının ise 1980 sonrası gündeme gelmeye başladığı söylenebilir.

‘Çocuk gerçekliği’, çocuğun yetişkinden farklı alımlaması, ‘çocuğa göre’lik ise çocuğa uygun dil, anlatım ve ilgilerini açımlayan iki kavramdır. ‘Çocuk gerçekliği’ parantezi, çocuk evrenine özgü konu, davranış ve duyarlıkları içine alır. Çocuk edebiyatında biçeme/üsluba rengini veren temel kavram yazarın-sanatçının ‘çocuğa göre’lik tutumu ve ‘çocuk gerçekliği’ yaklaşımıdır.

Değişen çocukluğun merkezinde ‘değişen çocuk gerçekliği’ anahtar bir işleve sahiptir. “Her kültürün kendine has bir gerçeklik kavrayışı vardır.” (Ayvazoğlu,1989:57) Modern çocuk tasarımı savunucuları, “tüm çocukların evrensel bir çocuk doğası”na sahip olduğunu savunuyorlardı. Modernleşmenin bu yanılgısı ortaya çıkınca, “tüm çocukların bazı açılardan benzediğini ama bazı açılardan diğerlerinden oldukça farklı olduğunu takdir ettiğimiz postmodern çağa giriyoruz.” (Elkind,2001:15) Geleneksel çocukluk modern çocukluğa evrilirken nasıl ‘çocuğa göre’liğin içeriği değişmişse, modern çocukluk postmodern çocukluğa dönüşürken de ‘çocuk gerçekliği’nin içeriği değişmiş olacaktır. Çocuk edebiyatında postmodernlik “çocuk gerçekliği” ile ilişkilidir. Postmodern çocuk edebiyatına “çocuk gerçekliği”nin ne kadar yansıdığı ise “çocuk gerçekliği”nin ne kadar anlatılabilir olduğuyla birebir ilgilidir.

Çocuklar için yapılacak edebiyatta ‘çocuk bakışı’, ‘çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’ birbirini tamamlayıcı üç kavram olarak düşünülmelidir. Çocuk anlayışı değiştikçe bu üç kavramın içeriği de değişmektedir.
‘Çocuk gerçekliği’ değişmez değildir ve çocuğa, yaşanılan döneme  ve zamana göre biçimi, içeriği ve özü de değişebilir.

 

Çocuk Edebiyatında Amaç ve İşlev Değişimi

            Çocuk edebiyatı, çocuk ve çocukluktaki değişimle atbaşı bir değişim içinde bugüne ulaşmıştır. Çocuk edebiyatındaki amaç ve işlev değişikliği ise yetişkin edebiyatındaki amaç ve işlev değişiminden hem daha  fazla hem de daha hızlı olmuştur. Bu hızlı değişimin nedeni ise çocuk ve çocukluğun değişimini zorunlu duruma getiren genel anlamda modernizm ve ona bağlı olarak çocuk modernleşmesidir.

La Fontaine fabllarını (1668) çocuklar için yazmamıştı. Charles Perrault ise annesinden dinlediği masalları, Kaz Anne’nin Masalları (Contes de ma mère I’Oye,1967) başlığı altında ve çocuklar için yazmıştı (1698). İlk dönem çocuk klasikleri de çocuklar için yazılmamıştı. Bunlar arasında hâlâ okunan Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe (1719-20), Jonathan Swift’in Güliver’in Gezileri (1726) sayılabilir. Çocuklar için kitap yazılmaya başlandığı ilk dönemlerde henüz çocukluk bilinci oluşmamıştı. Yazılan kitapların biçiminden çok içeriği öndeydi. Bu nedenle ilk dönem çocuk kitaplarının öncelikli amacı bilgi aktarmak ve fayda sağlamaya yönelikti.

Çocuk kitabı yazılmasında ikinci aşama, çocuğun yetişkinden farklı büyüme ve gelişme özelliklerine sahip olduğunun anlaşılmaya başlanmasıyla gündeme gelmişti. Batı’daki modern çocukluk tasarımıyla eşzamanlı ortaya çıkan bu ikinci dönem çocuğa uygun yazılan edebiyat kitapları dönemidir. Charles Dickens’ın Oliver Twist (1838), Hector Malot’un Kimsesiz Çocuk (1878), Johanna Spyri’nin Heidi (1880), Lewis Carrol’un Alis Harikalar Diyarında (1865), Carlo Collodi’nin Pinokyo (1880), Mark Twain’in Tom Sawyer’in Maceraları (1876) ve Huckleberry Finn Maceraları (1884), L. Robert Stevenson’ın Define Adası (1883), Rudyard Kipling’in Orman Çocuğu (1894) ve onlarca Jules Verne kitabı ikinci dönemin kitapları arasında anılabilir. “19. yüzyıl, bugün tanıdığımız biçimiyle çocuk yayınlarını, salt eğlendirmek amacıyla tasarlanmış harika, sevimli kitapları çocuklara ilk sunan yüzyıl olmuştur.” (Meyer,1999:205)

Üçüncü dönemde ilk okuru çocuklar olan kitaplar yazılmaya başlanmıştı. Çocuk bilincinin ortaya çıkması ve nesne çocuk anlayışının özne çocuk anlayışına doğru evrilişiyle çocuğa uygun kitap yazma geleneği çocuk edebiyatındaki değişimin anahtarı durumuna gelmişti. Üçüncü döneme rengini veren ise ‘çocuğa göre’lik kavramıdır. ‘Çocuğa göre’lik kavramı konuda, içerikte -özde-, dilde, biçemde/üslupta ve biçimde çocuğa uygun bir edebiyat olarak açımlanabilir. İlk okuru çocuk olan kitaplar arasında J. Matthew Barrie’nin Peter Pan (1904), Selma Lagerlöf’ün Nils Holgersson’un İsveç Gezileri (1906-07), Ferenc Molnar’ın Pal Sokağı Çocukları (1907), H. Eleanor Porter’ın Polyanna (1913) kitapları bugün de okunan çocuk klasikleridir.

 

İşlev Değişiminin Yönü

‘Çocuğa göre’liğin yetişkinlerin duygu ve düşünceleri yanında, hayat çemberleri içindeki öncelik ve değerlere göre çocuk edebiyatına yansıdığı ve bir sosyal mekân olarak çocukluğu dışta tutma ihtimali olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu ise bizi modern çocuk paradigması ile de karşı karşıya getirmektedir. Modern çocuk paradigması bir yandan çocuğun nasıl olması gerektiğini tanımlarken aynı zamanda modern yetişkinliği de tanımlamaktadır. Bu bakımdan ‘çocuk gerçekliği’ gibi ‘çocuğa göre’lik de çocuk anlayışlarındaki değişimle birlikte değişebilmektedir.

‘Çocuk gerçekliği’ gibi, ‘çocuğa göre’lik de bütün zamanlar için değişmez değildir. ‘Çocuk bakışı’, ‘çocuğa göre’lik ve ‘çocuk gerçekliği’ geleneksel, modern ve postmodern çocukluktaki değişim gibi, göreceli kavramlardır. Bu üç kavramın değişimine yön veren ise sosyal ve kültürel mekân olarak çocukluk ve dönemin çocuk anlayışıdır.

Edebiyatın amacı ve işlevindeki değişim gibi çocuk ve ilk gençlik edebiyatının amacı ve işlevindeki değişim de kaçınılmaz bir sonuçtur. Çocukların edebiyata duyduğu ihtiyaç bu değişimle birlikte yeni boyutlar kazanmıştır. Çocuk edebiyatı araştırmacısı ve eğitimci Leland Jacob, geçen yüzyılın ortalarında çocuk edebiyatının amaç ve işlevini kısaca şöyle yorumlamıştı: “Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir. Edebiyat ruha canlılık verir, yaşama gücünü artırır. Edebiyat hayatı keşfe yardım eder. Edebiyat bir rehberlik kaynağıdır. Edebiyat yaratıcı etkinlikleri teşvik eder. Edebiyat güzel bir dil demektir.” (aktaran Oğuzkan,1979:15-16) Kuşkusuz Jacob’un çocuk edebiyatına yüklediği anlam, bugün için çok sınırlı kalmıştır.

Çocuk edebiyatının temel taşıyıcısı çocuk kitabıdır. “Çocuk kitabı, belirli bir toplumdaki bir yetişkin ile, aynı topluma ait olan yetişkinlerin bilgi ve deneyimlerinden ve duygusal olgunluktan yoksun bir çocuk arasında bağ kuran bir bildiri, bir tarihsel iletişimdir.” (Soriano,1982:21) Çocuk kitabı ise yeni çocukluk ile yetişkin arasında tek iletişim aracı değildir artık. Yeni çocukluk çok sayıda medya bileşeni ile iç içe bir çocukluktur. Çocuk edebiyatında ortaya çıkan yeni işlev tipleri ile modernizm, çocuk modernleşmesi, popüler çocuk kültürü ve çoklu medya bileşenleri arasında birebir ilişki vardır.

Yeni çocukluk, okur-yazar olmadan neredeyse bebeklikten itibaren görsel okuma ile hayata başlayan bir evre içindedir. Görsel-işitsel medya kuşatması altındaki çocukların yazı kültürü ile ilişkisi ise toplumdan topluma değişkenlik gösteriyor. Medyayı yaygın kullanan toplumlarda çocuk edebiyatı medyanın devamı doğrultusunda bir işlevi yüklenmiş durumdadır. Bu açıdan günümüz çocuk edebiyatı büyük ölçüde medyaya bağımlı bir duruma gelmiştir ve edebiyat yönü zayıflayarak genel çerçevede eğlence edebiyatı görünümüne bürünmüştür.

Günümüzde çocuk kitabı kabul ölçütleri yanında pedagojik ve estetik ölçütler özgün ve özerk bir edebiyattan ziyade görsel dilin egemen olduğu bir işleve doğru kaymaktadır. Görsel dil ağırlıklı çocuk kitabı türleri ise çocuğun edebiyatla tanışmasını geciktirmektedir. Hans-Heino Ewers, medya toplumunda çocuk ve ilk gençlik -gençlik- edebiyatındaki değişimi üç boyut içinde değerlendiriyor: “Edebî değişim, içerik ve konu açısından, edebî teknik ve form-biçim açısından değişim. İşlevsel açıdan değişim, kullanım şekli açısından değişim. Sistem değişimi, konumlardaki değişim ve statü değişimi.” (Ewers,1998:15)

Ewers’e göre medya toplumunda çocuk edebiyatındaki en köklü işlev değişimi “çocuk edebiyatının yaşı”nın küçülüyor olmasıdır. Bu işlev değişimi “çocuk edebiyatında yepyeni işlev tipi olan “ilk okuma ve okumayı öğrenme edebiyatı”nı ve “bilgilendirici -eğitici- edebiyatı.” (Ewers,1998:21) ortaya çıkardı. Bunun anlamı ise çok açık: Çocuk ve ilk gençlik edebiyatının amacı ve işlevi türlerinin de işlev değişikliğine neden olmuştur.

Günümüzde çocuk edebiyatı, Fatih Erdoğan’ın vurgusuyla söylemek gerekirse, “Edebiyatın destursuz girilen bağı” (Erdoğan,2001) değildir artık. Çocuk edebiyatı, yetişkin edebiyatından daha büyük ustalık ve titizlik gerektirir. Çocuk edebiyatı yazarlığı, çocuklar için yazma bilinci olan yazarın başarabileceği ve yetişkin edebiyatı yazarlığından farklı bir yazarlık biçimidir. Edebiyatın seçme, yer değiştirme ve yeniden yapma ilkeleri çocuklar için yapılacak edebiyat için de geçerli ve gereklidir.

Edebiyat araştırmalarında çocuk edebiyatının “hedef grup edebiyatı”olarak değerlendirilmesi kabul edilebilir bir görüştür. “Adresi belirli edebiyat” adı verilen bu edebiyatın okuru yalnızca çocuk mudur? Çocuk edebiyatı, öncelikle  ilk okuru çocuk olan bir edebiyattır. Çocuklar için yapılan edebiyat edebiyat niteliği taşıyorsa yetişkinlerce de okunabilmelidir. Çocuk ve ilk gençlik edebiyatını, “çocuk ve gençler tarafından okunan ve yetişkin insanların dil ve dünya görüşüne uymayan” (aktaran Gültekin,2011:29 ) bir edebiyat ilan etmek, alan edebiyatının amaç ve işlevine uygun bir görüş değildir. Nitelikli çocuk edebiyatı örnekleri yetişkin edebiyat okuru tarafından da okunabilmelidir.

Çocuk edebiyatının son iki yüzyılda geride bıraktığı yol izlenirse, özel “pandül/sarkaç” vuruşlardan oluşan bir gelişme görülür. Çocuk edebiyatının yalnızca “okul edebiyatı” olduğu dönemler de çok gerilerde kaldı artık.

Çocuk ve ilk gençlik edebiyatının geleneksel iki görevi; “fayda sağlamak ve zevk vermek arasında; biri diğerine üstünlük sağlamadan uzun süredir gidip gelmektedir.” (Kaminski,2009:193)

Çocuk ve ilk gençlik edebiyatı, “sadece pedagojik semboller altında var olamaz. O aynı zamanda edebiyat olarak -yeni gerçekliklerin taslağı olarak- okunmalıdır. Çünkü o, sadece gerçeklik içerisinde yolunu bulmaya katkıda bulunmak isteyen yol gösterici değil, aynı zamanda gerçeğe ayna tutan ve ondaki yetersizliği bildiren benzer unsurları da içermektedir” (Kaminski, 2009:193). Çocuk edebiyatı hangi gerçeğe ya da soruna eğilirse eğilsin, Kaminski’nin belirttiği gibi, “edebiyat ciddi bir oyundur.” “Edebî gerçekliğin eksiksiz olarak çözülemez, kurgulanmış, yapay gerçeklik olduğunun farkında olmalıyız. Edebiyatın cazibesini bu gerilim oluşturur” (Kaminski,2009:193).

Çocuk edebiyatı amacını ve işlevini özgün ve nitelikli çocuk kitaplarıyla yerine getirir. Okuma kültürü çocuk edebiyatının temel işlevlerinden biridir. “Çocuk edebiyatının en temel işlevlerinden biri çocuklara okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmaktır… Başka bir söyleyişle, çocuklar adına üretilen yayınlar çocuk-edebiyat-sanat etkileşiminin kapısını aralayan etkili birer uyaran olmalıdır.” (Sever,2008:19)

Estetik-poetik dille yazılmış çocuk kitabının, çocuk üzerindeki etkisi ise daha fazla ve oylumludur. Estetik-poetik dille yazılmış çocuk kitabı ise pedagojik dil ve anlatımla gerçekleşmiş kitaptan daha poetik bir dilden oluşur. Estetik dil dizgesi geliştirici bir işleve sahipken, pedagojik dil dizgesinin didaktik-bilgilendirici işlevi öndedir. Eğitici amaçlı metinde edebiyat, pedagojinin sınırları içinde kalır. Sanatın sezdirme, zevk, eğlence ve hoşça zaman geçirme boyutundan yoksun bir eser ile edebiyatı-sanatı önceleyen bir eserin anlam katmanı farklıdır (Şirin, 2015:163).

Çocuk edebiyatını yalnızca pedagojik işlevler doğrultusunda sınırlandırmak da bu alanın eğitici yönünü öne çıkarmak ve edebiyattan soyutlamak anlamına gelir. Çocuk ve ilk gençlik edebiyatının “okuma alışanlığının kazanılmasında edebiyat duyarlılığının gelişmesine ve bireyin kendi kimliğinin oluşmasına değin geniş bir etki alanı vardır.” (Dilidüzgün, 1996:27) Çocuk edebiyatını belli işlevlerle sınırlamadan anadili eğitimi, okuma kültürü, edebiyat okuru yetiştirilmesi, sanat-estetik eğitimi bileşenleriyle ilişkili bir amacı ve işlevi olan bir tür olarak değerlendirmek gerekir.

 

Sonuç

             Çocuk edebiyatında amaç ve işlev değişiminin bugünkü görünümü kısaca şöyle değerlendirilebilir: Çocuk edebiyatı hem çocuk hem de bir sosyo-kültürel mekân olarak çocukluğu yansıtan, öncelikle çocuk okur için gerçekleştirilen ve edebiyat-sanat değeri öne çıkan bir edebiyat konumuna gelmiştir. Bugün artık çocuk edebiyatı, çocuk kitabının kabul işlevi gören ölçütleri ile birlikte pedagojik, görsel ve estetik kabul ölçütleri bileşenleriyle birlikte değerlendirilmektedir.

Çocuk edebiyatı, çocuk ve çocukluk dünyası ile sınırlı olmayan, çocuğa kendini ve dünyayı tanınmasını ve anlamlandırmasını kolaylaştıran okuma kültürünün başat kaynağıdır.

Çocuk edebiyatı, çocuğun edebiyatla ilk karşılaşmasını sağlayan, günlük kullanılan dilin üstünde bir dil ile çocuğun anadiliyle etkileşimini sağlayan bir işleve sahiptir.

Çocuk edebiyatı, dil ve kişilik gelişimi, bilişsel ve sosyal gelişim gibi eğitici yönü yanında, duygu, düşünce, hayal ve sanat-estetik eğitimi ile çocukların iç dünyalarını zenginleştiren ve yetişkin edebiyatından yalnızca derece farkı olan bir edebiyat-sanat alanıdır. Buna karşın içerik ve öz yanında başta türler olmak üzere yapısal yönde ve yazma teknikleri bakımından da değişim süreci içindedir.

Çocuk edebiyatının diğer bir işlevi ise, geleceğe dönük yüzü ile okuduğunu anlayan, düşünen ve kendini gerçekleştiren bireyi, özellikle de edebiyat okurunu yetiştirmektir.

 

Kaynakça

Asutay, H. (2012). Gençlik Edebiyatı ve İlkgençlik Romanı, İstanbul: Kriter Yayınları.

Ayvazoğlu, B. ( 1989). İslâm Estetiği ve İnsan, İstanbul: Çağ Yayınları.

Blanchot, M. (1993). Yazınsal Uzam, (çev. S. Ö. Kasar), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Cömert, B. (1979). Croce’nin Estetiği, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatı Kurultayı Bildiriler Kitabı, ( 2006 ) ( Haz.  Y. Çotuksöken, N. Neydim.) İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları No:25.

Demiray, K. (1958). Türkçe Çocuk Edebiyatı, İstanbul: Maarif Basımevi.

Dilidüzgün, S. (1996). Çağdaş Çocuk Yazını, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Dilthey, W. (1999). Hermeneutik ve Tin Bilimleri. (çev. D. Özlem), İstanbul: Paradigma Yayınları.

Eliot, T.S. (1983). Edebiyat Üzerine Düşünceler, (çev. S. Kantarcıoğlu),  Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Elkind, D. (2001). “Değişen Dünyada Çocuk Yetiştirme ve Eğitim”, Dünyada ve Türkiye’de Değişen Çocukluk, (Haz. B. Onur), Ankara: ÇOKAUM Yayınları.

Ende, M. (1991). “Fantezi Oyunundan Duyulan Haz -Neden Çocuklar İçin Yazıyorsunuz-“ (çev. Ç. T. Ergand), Çeviri Metis Dergisi, 1991 Bahar, Sayı:15.

Erdoğan, Fatih (2001). “Çocuklar İçin Yazmak: Edebiyatın Destursuz Girilen Bağı”, Dünya Kitap Eki, 6 Temmuz 2001, Sayı: 116.

Ewers, H. H. (1998) Medya Toplumunda Çocuk ve Gençlik Edebiyatında İşlev Değişimi-Ortaya Çıkan Yeni Kitap Türleri ve Yeni Ebedî İşlev Tipleri-“ Binbir Kitap Dergisi, Sayı:2.

Foulquié, P. (1994). Pedagoji Sözlüğü, ( çev. C. Karakaya ), İstanbul: Sosyal Yayınları.

Gültekin, A. ( 2011). Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazıları, İstanbul: Erdem Yayınları.

Hece Aylık Edebiyat Dergisi Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı, Ağustos-Eylül 2005, Sayı 104-105.

Jersild, T. A. (1979) Çocuk Psikolojisi, ( çev. G. Günçe ), Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, No 79.

Kaminski, W. (2009). Çocuk ve Gençlik Edebiyatına Giriş, (çev. Y. Baş), Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları.

Karakoç, S (1982). Edebiyat Yazıları, İstanbul: Diriliş Yayınları.

Kavcar, C. (1999). Edebiyat ve Eğitim, Ankara: Engin Yayınevi.

Matthews, B. ( 2000 ). Çocukluk Felsefesi. (çev. K. İnal ), İstanbul: Gendaş Kültür Yayınları.

Meriç, C. (1980). Kırk Ambar, İstanbul: Ötüken Yayınları.

Meyer, S. E. (1999). “Önce Çocukluk Keşfedildi”, (çev. Y. Salman, D. Hakyemez ), Sanat Dünyamız Dergisi, Sayı:71.

Moran, B. (1974). Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İstanbul: Cem Yayınevi.

Oğuzkan, A. F. ( 1979 ) Yerli ve Yabancı Yazarlardan Örneklerle Çocuk Edebiyatı, Ankara: Kadıoğlu Matbaası.

Prévért, J. (1980). Şiirler, (çev. A. R. Ergüven). İstanbul: Yeditepe Yayınları.

Postman, N. (1995). Çocukluğun Yokoluşu, (çev. K. İnal), Ankara: İmge Kitabevi.

Sever, S. (2008). Çocuk ve Edebiyat, İzmir: Tudem Yayınları.

Sivri, M., Örkün B. (2014). Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Göstergebilimsel Bir Uygulama: Aytül Akal, İzmir: Uçanbalık Yayınları.

Soriano, M. (1979) “Hakkettikleri Kitaplardan Yoksun Çocuklar”, UNESCO’dan Görüş Dergisi, Mart 1979, Sayı:3.

Şimşek, T. ( 2014 ). “Çocuk Edebiyatı Tarihine Ön Söz”, Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatı Özel Sayısı, Türk Dili Dergisi, Aralık 2014, Sayı:756.

Şirin, M. R. (2007). Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış- Çocuk Edebiyatı Nedir Ne Değildir?-, Ankara: Kök Yayıncılık.

Şirin, M. R. (2012). Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatı Ders Notları, Marmara Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü (2008-2012).

Taşdelen, V. (2005a). “Çocuğu Anlayan Edebiyat”, Hece Dergisi Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı, Ağustos-Eylül 2005, Sayı: 104-105.

Taşdelen, V. (2005b). “Çocuk Edebiyatında Yalınlık İlkesi, Hece Dergisi, Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı, Ağustos-Eylül 2005, Sayı:104-105.

Taşdelen, V. ( 2006 ). “Edebiyat Eğitimi: “Hermeneutik Bir Yaklaşım”, Milli Eğitim Dergisi, Yıl 34, Sayı 169.

TDV İslâm Ansiklopedisi (1994). Edebiyat Maddesi, Orhan Okay. 10. cilt, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.

Tunalı, İ. (1979). Estetik, İstanbul: Cem Yayınevi.

Türk Dili Dergisi Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatı Özel Sayısı, (Haz. M. R. Şirin)Aralık 2014, Sayı 756.

Uygur, N. (1975). İnsan Açısından Edebiyat, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.

Wellek, R. A. Warren (1983). Edebiyat Biliminin Temelleri, (çev. A. E. Uysal ), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Williams, L. (2003). Çocuğunuzu Keşfedin, (çev. M. Koyuncu ), İstanbul: Hayat Yayınları.

Yetkin, S. K. (1979). Estetik ve Ana Sorunları, İstanbul: İnkılâp ve Aka Basımevi.

 

Çocuk, Çocukluk ve Çocuk Edebiyatı (2016),

İstanbul Kapı Yayınları, S. 17-44